26 Ağustos 2012 Pazar

Sega Mega Drive/Genesis


Kaledeki prensesi kurtarmak için etrafta koşuşturduğum zamanlardan beri çok uzun yıllar geçti; on yedi yıldır oyun oynuyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi konsol oyunlarıyla bir bilgisayar ile karşılaşmadan çok uzun yıllar önce tanıştım – bilgisayarı kız kardeşim dünyaya gelirken hediye olarak getirecekti. Ve Atari ilk göz ağrım olsa da bugüne dek hiçbir konsol Sega Mega Drive kadar iyi zaman geçirmemi sağlayamadı. PlayStation eve girince biraz unutulsa da, arada sırada önce emülatörler ile, son yıllarda da PSP'ye kurduğumuz programlar sayesinde bu kara kutuyu anıyorum.

80'li yılların sonuna gelindiğinde video oyunları altın çağını yaşıyordu. Piyasada şimdi adı unutulan pek çok konsol olsa da, piyasanın hakimi hiç kuşkusuz Nintendo idi – ABD'de pazar payı %95, Japonya'da ise %92'ydi.

Sega Genesis veya ABD dışında bilinen adıyla Sega Mega Drive, 1988 yılında (ABD'de 1989, Avrupa'da ise 1990) piyasaya sürüldü. Aslında Sega daha önce NES'i tahtından indirmek için iki konsol piyasaya sürmüştü (SG-1000 ve Sega Master System) ancak iki deneme de hüsranla sonuçlanmıştı. Nintendo ismiyle özdeşleşen NES'in kapasitesi yeni nesil oyunlara yetmemeye başlayınca Sega bu durumu kendisi için bir fırsata çevirmeyi başardı. O dönemde ev konsolu üretmeye yanaşmamış olsalar da zaten Arcade makinelerinde kullandıkları System 16 çoktan popüler olmuştu. Mega Drive'ı geliştirirken üç ayrı Arcade makinesi daha geliştirdiler ve yeni konsollarını o makinelerin oyunlarıyla uyumlu hale getirdiler. Mega Drive isminden de oldukça memnundular ancak ABD'deki ismin patenti önceden alındığından onun yerine orada Genesis ismini kullanmak zorunda kaldılar. 

Mega Drive ilk 16-Bit'lik ilk konsol değildi, ama "ben 16-Bit'lik bir konsolum!" diye çığlık atan ilk konsoldu. Space Harrier II ve Super Thunder Blade piyasaya sürülen ilk oyunlarıydı. Uzunca bir süre Sega da o dönemki shoot-'em-up modasını takip etti. Electronic Arts'ın spor oyunları ve Capcom oyunları da bunları izledi. Kız/erkek ayrımı yapmadan çocuklara oyunları sevdiren ilk konsol olduğunu da rahatlıkla söylenebilir. Mega Drive çıktığında Disney de altın çağını yaşıyordu ve Lion King, Pocahontas, Beauty and the Beast, Gargoyles vs.'nin oyunları da konsolumuzda mevcuttu. Mickey Mouse, Sylvester&Tweety (Sylvester and Tweety in Cagey Capers, hala oynuyorum!) oyunlarını da unutmamak gerek.


1990'ların ortalarına geldiğimizde Mega Drive sadece ABD'de 1 milyon tane satmıştı. Ama bu arada Nintendo müşterilerini geri kazanmaya başlamıştı. 1991'de Nintendo SNES'i piyasaya sürdü ve 16-Bit savaşları başlamış oldu. Sega'nın bir maskota ihtiyacı vardı ve Sonic the Hedgehog'u bu iş için uygun gördüler. Bu da Sega'nın genelde hızı ön plana çıkaran agresif reklam kampanyalarının büyük bir başarı elde etmesini sağladı. Sonic çılgınlığı tüm dünyayı sardı ve satışlar iyice arttı. 1992 – 1993 yılları Sega'nın en iyi zamanlarıydı. Mega Drive II ve Mega CD'yi çıkardıklarında Nintendo'nun teknolojisi çok geride kalmıştı.

Her yükselişin de bir sonu vardı elbette. Mega CD istedikleri kadar satmıyordu; üstüne üstlük reklam kampanyalarını bir kenara bırakmışlardı. Mortal Kombat yüzünden otoritelerle de başları derde girdi. Mortal Kombat'ın şidden içeren sahnelerini sansürlemek gibi bir uyanıklık yapan Nintendo, Sega'nın imajını lekeledi. Sega bunun üzerine The Videogames Rating Council'i kurdu, ama bu yeterli olmadı. Pazar payı bir yıl içinde %65'ten %35'e düştü. Sony, PlayStation'ın piyasaya çıkacağı açıklayınca bir umutla Sega Satürn'ü piyasaya sürdüler. Bunun da iyi bir fikir olmadığı sonradan anlaşıldı.

Japonya ve ABD'de yerini PlayStation ve yeni nesil Nintendo oyunlarına bıraksa da, Avrupa ve Brezilya'da 1998'e kadar Mega Drive üstünlüğünü elden bırakmadı.

Sonuçta 16-Bit savaşlarını kazanamadı ama, oyun tarihine adını yazdırmayı başardı. Sonra da Dreamcast Sega'nın sonunu getirdi zaten.

Nereden geldi durup dururken bu Sega Mega Drive/Genesis özlemi derseniz; Goldmaster yakın zamanda GameMaster Wolf ismini verdiği bir oyun konsolunu piyasaya sürdü. Wolf; NES, Game Boy, GBA gibi kimilerimizin hala elinden düşürmediği ya da emülatörler vasıtasıyla hatırladığı konsolların oyunlarını 2.8 inç'lik ekranında deneyimlememizi sağlıyor. Ve anladığım kadarıyla Sega Genesis/Mega Drive oyunlarını da destekliyor. Tek yapmamız gereken oyunları indirip cihazın hafıza kartına atmak. Dahili 4 GB genişletilebilir hafızası var. 800 adet Mega Drive oyununun 450-500 MB boyutunda olduğunu düşünürsek bu hafıza zaten sevenlerine fazlasıyla yetecektir.

Ben de en kısa zamanda bir tane edinmeye çalışacağım. Umarım göründüğü kadar başarılıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder